بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

إِلَّا قِيلًا سَلَٰمًا سَلَٰمًا ﴿٢٦

İşittikleri tek söz «selâm, selâm» dır.

– Seyyid Kutub

وَأَصْحَٰبُ ٱلْيَمِينِ مَآ أَصْحَٰبُ ٱلْيَمِينِ ﴿٢٧

Defterleri sağdan verilenler. Ne mutlu onlara!

– Seyyid Kutub

فِى سِدْرٍ مَّخْضُودٍ ﴿٢٨

Onlar dikensiz sedir ağaçları,

– Seyyid Kutub

وَطَلْحٍ مَّنضُودٍ ﴿٢٩

Meyva yüklü muz ağaçları arasında,

– Seyyid Kutub

وَظِلٍّ مَّمْدُودٍ ﴿٣٠

Kesintisiz gölgeler altında,

– Seyyid Kutub

وَمَآءٍ مَّسْكُوبٍ ﴿٣١

Çağlayan akarsu boylarında,

– Seyyid Kutub

وَفَٰكِهَةٍ كَثِيرَةٍ ﴿٣٢

Bol meyvalar yanında,

– Seyyid Kutub

لَّا مَقْطُوعَةٍ وَلَا مَمْنُوعَةٍ ﴿٣٣

Sürekli ve yasaksız,

– Seyyid Kutub

وَفُرُشٍ مَّرْفُوعَةٍ ﴿٣٤

Yüksek döşekler üzerindedirler.

– Seyyid Kutub

إِنَّآ أَنشَأْنَٰهُنَّ إِنشَآءً ﴿٣٥

Biz oradaki hurileri yeniden yarattık.

– Seyyid Kutub

فَجَعَلْنَٰهُنَّ أَبْكَارًا ﴿٣٦

Onları bakire yaptık.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu